Ana içeriğe atla

Samet Kunt - ABD VE ABD Belgelerinde Türk Ordusu




                         ABD VE ABD BELGELERİNDE TÜRK ORDUSU
       ABD’nin TSK’ya karşı takındığı düşmanca tavır yeni değil. Bu düşmanlığın köklerinde Türk Milleti’ne ve Türkiye’nin milli devletine karşı duyulan hınç yatmaktadır. Kitapta başından sonuna kadar bu düşmanlığı ve TSK’nın direncini belgeleriyle göreceksiniz.

SAHTE DOST, GERÇEK DÜŞMAN ABD

       Kitap 5 bölümden oluşuyor. İlk bölüm giriş mahiyetinde Türkiye-ABD ilişkisi için genel bir çerçeve sunuluyor. Holding medyası, haçlı irtica, mafya, liberaller ve PKK’dan oluşan Amerikancı cephenin TSK karşıtlığı ortaya konuyor.

12 Eylül ve Eşref Bitlis’in şehit edildiği dönem ise 2. Bölümde yer alıyor. Bu süreçte TSK’da Amerikancı bir havanın kuvvetli estiğini ancak tam olarak duruma hakim olamadıklarını görüyoruz. Hatta 1994’ten sonra TSK’nın, ABD’ye karşı başlattığı mücadelenin temelleri bu dönemde atılıyor. Necdet Üruğ ve Necdet Öztorun’un iki binlere kadar TSK’nın komuta kademesini belirleme planının engellenmesi, Eşref Bitlis’in şehit edilmesi Amerikancı cephenin başarıları olarak sayılabilir.

1994’te İsmail Hakkı Karadayı’nın genel kurmay başkanı olmasıyla milli kuvvetler TSK’da hakim oluyor. Bu süreç üçüncü bölümde işlenmektedir. Çelik Harekatı, 28 şubat, Çiller Örgütü ile mücadele, 1996’da CIA Peşmergelerinin Irak’tan Guam adasına kaçırılmak zorunda kalınması ABD’nin işini zora sokuyor. Hatta bu durum ABD belgelerinde ‘’TSK hizadan çıktı’’ olarak niteleniyor.

28 Şubat sürecinin önüne geçmek ve oluşan milli uyanmayı engellemek için AB devreye sokuluyor.1999’da Türkiye Helsinki’de AB’ye aday ülke yapılıyor. Aday ülke konumuna sokulan Türkiye’ye bu havuç verilerek çeşitli tavizler alınmak isteniyor. Dönemim ANAP-DSP-MHP hükümeti ise bu tuzağa düşüyor. Partimizin, TSK’nın ve çeşitli milli kuvvetlerin mücadelesiyle ABD bu süreçte tam olarak başarılı olamıyor. Fethullah Gülen ABD’ye kaçıyor, Çiller 1997’de kaybettiği hükümet koltuklarına bir daha oturamıyor, 1997’den sonra kurulan hükümetlerin hepsinde bir şekilde Bülent Ecevit yer alıyor, Kıbrıs’tan TSK’yı çıkartamıyorlar ve PKK’ya karşı ağır darbeler indirilmesine engel olamıyorlar.

2002’de Hilmi Özkök’ün genel kurmay başkanı olması ve Ecevit’in başbakanlıktan indirilmesini 2003’te askerlerimizin kafasına çuval geçirilmesi takip ediyor. Bu süreçte ABD bir nebze olsa da başarılı oluyor.

Kitabın son bölümünde ise TSK’nın raporları bulunuyor. Bu raporlarda da görüldüğü gibi TSK, ABD’nin Türkiye’ye karşı kurduğu tuzakların farkında ve bunlara karşı çeşitli stratejiler ortaya koyuyorlar.

MÜCADELENİN SEYİR DEFTERİ

   Hasan Böğün’ün kitabı, ABD’nin ve AB’nin TSK’ya karşı duyduğu düşmanlığın bir bakıma seyir defteri. Özellikle 1980’den 2003’te yaşadığımız çuval olayına kadar TSK’ya karşı yapılan düşmanca girişimler belgelerle ortaya konulmuş. 

Hasan Bögün, tarafsız bir gazeteci veya tarihçi gözüyle bakmıyor bu mücadeleye. Kitabın başından sonuna kadar taraf, Türk Milletin’den ve Türk Devletin’den yana. Kitabın bir sayfasında dahi örgütsüz, partisiz aydının karamsarlığına rastlamıyorsunuz. Çünkü kitabın yazarı; savaşın tam ortasında bu savaşta zaferler kazanmış, sınanmış biri olarak olayları seyirci koltuğundan yorumlamıyor, Türkiye’nin ihtiyaçları doğrultusunda TSK-ABD mücadelesi ortaya konuyor. 

2015 yılından beri içine girdiğimiz vatan savaşının temelleri bu yıllarda atılmaya başlandı. Türkiye’nin bugünü anlamak için ciddi bir kaynak olan ‘’ABD ve AB belgelerinde Türk Ordusu’’ kitabı kesinlikle okunulmalıdır.


Samet Kunt
Ege Üniversitesi Tarih 2. Sınıf 


                                                                

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tarihin Gemisi: İzmir Spor Klüpleri Tarihi Sayı:8

                                  TARİHİN GEMİSİ: İZMİR SPOR KLÜPLERİ TARİHİ İzmir, güzelliklerin ve ilklerin şehri. Belki güzelliğinden dolayı ilkleri yaratan belki de ilkleri yarattığı için güzel olan şehir. Anadolu’nun batı dünyası ile ilk buluştuğu, Sanayi Devrimi’nin Osmanlı İmparatorluğu’na ilk geçiş yaptığı bu coğrafyayı başka bir çağa sokan şehir. Parşömenin bulunduğu, filozofların harman olduğu yer. Tabi bunların yanında Türkiye’de sporun doğduğu ve yayıldığı diyar. Tarihin gemisi sayfamızın bu sayısında Türkiye’de sporun birçok alanında ilkleri çıkartan İzmir’in spor tarihine değineceğiz. İzmir’in İlk Sporcuları Ege Denizinin kıyısında bir liman ve körfez kenti olması dolayısıyla Avrupa ile çok yakın temasta olan ve dolayısıyla özellikle Rumların ve Yahudilerin yoğun olarak yerleştiği bir yerdir İzmir. Özellikle 19. yüzyılda Anadolulu yerel İzmir halkı köylerde tarlalarını sür...

Özcan Bal - Uygarlık Devlet İle Başlar

                                                UYGARLIK DEVLET İLE BAŞLAR                 Bugün devletin rolü tüm dünyada tekrardan ön plana çıkıyor. Kapitalizmin devleti küçültme tezleri bir bir iflas ederken kamuculuğun önemi artıyor. Neden Devlet?                 Tarih boyunca insanlık, ilkel zamanlardan uygar zamanlara kadar, buzul çağından volkanik patlamalara, depremlerden salgın hastalıklara, savaşlardan ekonomik krizlere kadar pek çok kriz dönemleri yaşamıştır. Bu kriz dönemlerinden çıkışın ayrı ayrı pek çok özelliği olsa da ortak olan çok önemli bir yanı var: İnsanlığın, yaşamın ve uygarlığın ilerlemesi adına çeşitli şekillerde birlik olmak. Yazımızın temel kavramı olan devlet ise insanlığı ilerleten ve kriz dönemlerinde birleştire...