Ana içeriğe atla

İnsana En Uzak Mesafe Sırtıdır Sayı:8


İnsana En Uzak Mesafe Sırtıdır Sayı:8


İlkokul, ortaokul özellikle lise yıllarında anlatılan üniversite hikayeleri ile başlar yarış serüvenimiz. Her ailede üniversiteye giden kuzenlere imrenen bakışların içinde, bizler de onlar gibi olmak isteriz. Üniversite başlı başına bir farktır. ‘’Üniversiteli olmak’’ deyimi beraberinde bir sürü şeyi getirir. Aileden uzakta yaşamak, öğrenci evine çıkmak, kendi düzeninin sadece senin ellerinde olması gibi sıralanır da gider. Bir de bu hayatı büyük şehirlerde yaşamak her zaman daha güzel gelir. Üniversite dediğiniz İstanbul’da, Eskişehir’de, İzmir’de okuyunca daha da başkadır. Hatta iddiayı büyütelim. Türkiye’de ‘’yaşanılacak şehir’’ olarak nitelenen İzmir’de üniversiteli olmak bambaşkadır.


Üniversite ile Yeni Bir Hayat

Yazımıza üniversite okumanın önemini, anlamını düşünerek devam edelim. Bilindiği üzere artık üniversite okumak eskide olduğu gibi bir ayrıcalık değildir. Mezun olup işsiz kalan arkadaşlarımızın halinden biliyoruz durumları. Üniversite okumak hem hayatı idame ettirme açısından bir zorunluluk ve vazgeçilmez bir unsur olarak karşımızdayken, bir yandan da okuduktan sonra da okumadığımız halden çok farklı sonuçlar olmadığını görüyoruz. Bu durum bazen bizi umutsuzluklara sürüklese de öyle ya da böyle hepimiz, kendimize gelecek yaratma gibi bir kaygının içinden geçiyoruz. Yaşayabilmek için belli başlı şeyleri gerçekleştirme zorunluluğumuzu düşününce, üniversite bu değişimin merkezinde yer alıyor. Bu nedenle bugün hala üniversite hepimiz açısından çok değerli bir merkezdir. Üniversite insanın kendisini keşfetmesinin en iyi araçlarından bir tanesidir. Kendi hayatının düzenini kurabilmek, imkanlar kısıtlı olsa da okuduğun bölümde derinlikli çalışmalar yapabilmek, lisede uzaklaşmak zorunda kaldığın sosyal kültürel alanların içine girebilmek… 


İzmir’de Üniversiteli Olmak

Üniversitenin önemine ve bize kattıklarına değindikten sonra aklımıza takılan bir diğer meseleye geçelim. Neden üniversiteyi okurken İzmir’i tercih ettiniz?  Yukarıda da bahsettiğimiz gibi İzmir öğrenci şehrinin başında gelen yerdir. İzmir’in bir öğrenciye çekici gelmesinin nedeni nedir peki?  Şöyle cevaplar bu soruyu karşılar mı? Çünkü İzmir’de kimse kimseye karışmaz. Üniversiteyi kazanana kadar baskı altında geçirdiğin hayatında, üniversite de geçireceğin 4 yılın bu denli “özgür” geçmesini istersin. O yüzden İzmir caziptir.  Alsancak’ta sabaha kadar kimsenin sana karışmadığı ve eğlenebildiğin bir yer olması önemli bir nedendir.
Bu cevaplar yeterince tatmin etmedi diye düşünüyorum. Çünkü üniversite okumanın özgülüğü bu kadar da sığ değildir. Biraz önce de bahsettiğimiz gibi üniversite okumak insanın kendini keşfetmesini ve keşfettikçe özgürleşmesinin aracıdır. İzmir’de üniversite okumak da bu açıdan kıymetlidir. İnsanın kendini keşfedeceği birçok güzelliği içinde barındırır. Türkiye’nin en köklü üniversitelerinden biri olan Ege Üniversitesi’nde geleceğine yatırım yapmak en esaslı görevdir. Kendine yaptığın yatırımlar ile topluma katkı sunarsın. Bu önemlidir. Çünkü toplumun özgürleşmediği bir yerde bireyin özgürlüğünden söz edilemez. Özgürleşmek için de üretmen gerekir. Üniversitenin en önemli meselesi bilim üretmesidir. Burada var olan eksiklikleri bilerek elindeki imkânları kullanmak bir zorunluluktur. Tabi üniversite okumak akademik alanda çalışma yürütmekle sınırlı değildir. İzmir’de okumak sadece akademik olarak kendini geliştirmek için değil, kültürel anlamda gelişebilmek açısından da önemlidir.
 Çevrende rahatsızlık duyduğun şeyleri değiştirmek için önce kendini değiştirmen gerekir. Bu değişim sadece derslere girip çıkmak ya da gezip tozmakla olmaz. Kendini tanımak için içinde bulunabileceğin birçok kültürel faaliyete ev sahibidir İzmir. Mesela Ege Üniversitesi, akademik başarılarının dışında sosyal faaliyet alanı yaratan toplulukları ile de tanınır. Dağcılıktan, dansa, fikir üretmeye dayalı birçok topluluğu bünyesinde barındırır. Ya da üniversite dışında düzenlenen bale, tiyatro, opera gibi birçok sanatsal faaliyetin içinde yer alıp kendini tanımaya araçlar yaratabilirsin.


Üniversiteye Hoş Geldin

Yazımızın sonlarına doğru yaklaşırken şunları da eklemek isteriz. Üniversitede geçireceğin bir yılı tamamladıktan sonra kendine şöyle bir sormanı öneriyorum. “Öğrencilik hayatına kaç puan verirsin, neden?”
Bu sorunun cevabını tek düze almamanı tavsiye ederim. Yani derslere düzenli gitmek, hocalarınla güzel ilişkiler geliştirmek, not için ya da sadece eğlenecek biri olsun diye değil gerçekten iyi arkadaşlıklar kurmak ve bizlere dayatılan tek yönlü olmayı reddedip çok yönlü olmak. İşte bunları yapmaya başladığın zaman üniversiteli olmanın hakkını vereceğine eminiz. O zaman üniversite hayatı çılgın anıları paylaşmanın ötesine geçecektir. Anlattıklarımızı uyguladığın ya da uygulamaya çalıştığın zaman, mezun olduğunda kendine yeni bir hayat kurmak için daha özgüvenli olacaksın. Kendini keşfettiğin, keşfettikçe ve ürettikçe özgürleştiğin ve bu ufukla topluma sağlayacağın yararları düşünerek söylüyoruz;  üniversiteye hoş geldin.



Aylin Kum
Ege Üniversitesi Gazetecilik Bölümü 1. Sınıf



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tarihin Gemisi: İzmir Spor Klüpleri Tarihi Sayı:8

                                  TARİHİN GEMİSİ: İZMİR SPOR KLÜPLERİ TARİHİ İzmir, güzelliklerin ve ilklerin şehri. Belki güzelliğinden dolayı ilkleri yaratan belki de ilkleri yarattığı için güzel olan şehir. Anadolu’nun batı dünyası ile ilk buluştuğu, Sanayi Devrimi’nin Osmanlı İmparatorluğu’na ilk geçiş yaptığı bu coğrafyayı başka bir çağa sokan şehir. Parşömenin bulunduğu, filozofların harman olduğu yer. Tabi bunların yanında Türkiye’de sporun doğduğu ve yayıldığı diyar. Tarihin gemisi sayfamızın bu sayısında Türkiye’de sporun birçok alanında ilkleri çıkartan İzmir’in spor tarihine değineceğiz. İzmir’in İlk Sporcuları Ege Denizinin kıyısında bir liman ve körfez kenti olması dolayısıyla Avrupa ile çok yakın temasta olan ve dolayısıyla özellikle Rumların ve Yahudilerin yoğun olarak yerleştiği bir yerdir İzmir. Özellikle 19. yüzyılda Anadolulu yerel İzmir halkı köylerde tarlalarını sür...

Samet Kunt - ABD VE ABD Belgelerinde Türk Ordusu

                          ABD VE ABD BELGELERİNDE TÜRK ORDUSU        ABD’nin TSK’ya karşı takındığı düşmanca tavır yeni değil. Bu düşmanlığın köklerinde Türk Milleti’ne ve Türkiye’nin milli devletine karşı duyulan hınç yatmaktadır. Kitapta başından sonuna kadar bu düşmanlığı ve TSK’nın direncini belgeleriyle göreceksiniz. SAHTE DOST, GERÇEK DÜŞMAN ABD        Kitap 5 bölümden oluşuyor. İlk bölüm giriş mahiyetinde Türkiye-ABD ilişkisi için genel bir çerçeve sunuluyor. Holding medyası, haçlı irtica, mafya, liberaller ve PKK’dan oluşan Amerikancı cephenin TSK karşıtlığı ortaya konuyor. 12 Eylül ve Eşref Bitlis’in şehit edildiği dönem ise 2. Bölümde yer alıyor. Bu süreçte TSK’da Amerikancı bir havanın kuvvetli estiğini ancak tam olarak duruma hakim olamadıklarını görüyoruz. Hatta 1994’ten sonra TSK’nın, ABD’ye karşı başlattığı mücadelenin temelleri bu dönemde atılıyor. Necdet Ü...

Özcan Bal - Uygarlık Devlet İle Başlar

                                                UYGARLIK DEVLET İLE BAŞLAR                 Bugün devletin rolü tüm dünyada tekrardan ön plana çıkıyor. Kapitalizmin devleti küçültme tezleri bir bir iflas ederken kamuculuğun önemi artıyor. Neden Devlet?                 Tarih boyunca insanlık, ilkel zamanlardan uygar zamanlara kadar, buzul çağından volkanik patlamalara, depremlerden salgın hastalıklara, savaşlardan ekonomik krizlere kadar pek çok kriz dönemleri yaşamıştır. Bu kriz dönemlerinden çıkışın ayrı ayrı pek çok özelliği olsa da ortak olan çok önemli bir yanı var: İnsanlığın, yaşamın ve uygarlığın ilerlemesi adına çeşitli şekillerde birlik olmak. Yazımızın temel kavramı olan devlet ise insanlığı ilerleten ve kriz dönemlerinde birleştire...